Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Optimak STU A.Ş. arasında sanayinin ihtiyaç duyduğu “iletişim, tanıtım ve PR” uygulamalarında Ar-Ge yapılması için protokol imzalandı. Protokolle İletişim Fakültesinde okuyan gençlere “sanayi” alanında bilgi, beceri ve donanım kazandırılması, iletişim ve tanıtım ürün ve hizmetlerinin endüstriyel içeriklerle hazırlanması hedefleniyor.

İletişim fakültesi dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, iletişim ve tanıtımda içerik, tasarım, yapım, yayın ve etkinlik gibi tüm uygulamaların “Ar-Ge”sini yapacak bu protokolle sanayicinin markalaşma sürecinin geliştirileceğini belirtti. Optimak STU yönetim kurulu başkanı Tansel Cavit Kulak ise, firmamızda yapılacak ilk pilot çalışma sonrasında OSB ve fabrikalarda yeni nesil tanıtım çalışmalarına yön verileceğini vurguladı. 
OPTİMAK STU etki girişimcisi İbrahim VELİ ve SAÜ İletişim Fakültesi araştırma görevlisi Burak ATKAN’ın koordinatör olarak belirlendiği iş birliği protokolü çerçevesinde yapılacak çalışmalara sektörel kurumlar, Kalkınma Ajansları, odalar ve medya kuruluşları dahil edilerek “PR-GE” konseptiyle yeni yol haritaları oluşturulacak.
 

Eksenel yer tasarruflu, ekonomik, IP65 uyumlu ve çıkış milinde yüksek radyal ve eksenel kuvvetler için tasarlanmıştır: Neugart WPLHE, dünya çapındaki ilk Economy ve hassas redüktörlerin kombinasyonu olan başarılı PLHE'nin tüm avantajlarını dik açılı model olarak bir araya toplar. 

Somut olarak WPLHE hem kanıtlanmış bir Economy dişlisinin dişli kısmına hem de genellikle hassas redüktörlerde (PLN ve PSN gibi) kullanılan ön yüklemeli konik makaralı rulmanlara sahip yüksek performanslı bir çıkış yatağına sahiptir. Bu sayede yeni konik dişli kutusu, çıkışta 8.000 N'a kadar yüksek radyal ve eksenel kuvvetlere dayanır. Böylece, örneğin, yüksek radyal yüklere sahip kasnak tahrikleri de dik  açılı bir varyant olarak gerçekleştirilebilir.

Motor, koaksiyel PLHE'ye göre 90° döndürüldüğünden WPLHE, örneğin paketleme ve diğer özel makinelerde, yerin sınırlı olduğu durumlarda ideal çözümdür. İsteğe bağlı olarak önceden monte edilmiş bir pinyonla sunulan tek Economy konik dişli kutusudur. Bu sayede, özellikle yerin sınırlı olduğu durumlarda maliyeti düşük pinyonlu kremayer tahrikleri için uygundur. 13 farklı pinyon seçilebilir: diş sayısı 15'ten 27'ye, modül 2'den 3'e kadar düz dişli ve helis dişli olarak. 
Kare çıkış flanşına ve uzun merkezleme bileziğine sahip, piyasada yerleşmiş çıkış geometrisi sayesinde WPLHE'nin uygulanması kolaydır. Birkaç farklı çıkış mili varyantı – düz, kamalı, spline dişli veya önceden monte edilmiş pinyonlu – konik dişli kutusunun çok yönlü olarak kullanılmasına imkan verir. Aynı zamanda IP65 koruma sınıfına sahip tek Economy konik dişli kutusu olarak pürüzlü, tozlu ve kirli ortamlar için uygundur. Neugart'ta yaygın olan ömür boyu yağlama için gıda maddelerine uygun ve soğuğa karşı dirençli yağlayıcılar da mevcuttur.

Yeni WPLHE, 060 / 080 / 120 üç yapı ebadında, isteğe bağlı olarak tek kademeli varyant (tahvil 3 ile 10 arasında) veya iki kademeli varyant (9 ile 100 arasında) olarak olarak hemen edinilebilir. Neugart verimli bir tedarik zinciri sayesinde 1 adetten itibaren cazip teslimat sürelerini sunmaya devam etmektedir. 

Netes Mühendisliğin temsilciliğini yaptığı Tektronix 2 Serisi MSO, 4 adede kadar analog kanal, 500 MHz bant genişliği, 2,5 GS/s örnekleme hızı, 16 kanal MSO, 50 MHz AFG, 4 bit dijital patten oluşturucu, gelişmiş tetikleyiciler, protokol kod çözme, DVM ve frekans sayacı özelliklerine sahiptir. Özellikleri, tümü yaklaşık 1,5 inç kalınlığında kompakt bir form faktöründe, nerede çalışırsanız çalışın, elektronik hata ayıklama ve test için en uygun osiloskop olmasını sağlar. Kapasitif bir dokunmatik ekran ve gerçekten dokunma için tasarlanmış son derece sezgisel bir kullanıcı arayüzü ile 2 Serisi MSO, Tektronix'in ödüllü yeni nesil osiloskop ailesine katılıyor. Paylaşılan kullanıcı arayüzü ve programlı arayüz, herhangi bir Tektronix yeni nesil osiloskopun kullanımını kolaylaştırır. Geniş bir uyumlu prob kataloğu ve çok yönlü aksesuar seti, 2 Serisi MSO'yu sınıfındaki en yetenekli ve çok yönlü cihaz ve çeşitli uygulamalar için uygun hale getirir.

Öne Çıkan Özellikleri:
•    İnce, Hafif Tasarım
•    Pille Çalışma Özelliği
•    Modern Dokunmatik Ekran
•    Tam Özellikli Analiz
•    Techscope Offline Analiz Yazılımı İle Çalışma
•    Seri Kod Çözme
•    Hepsi Bir Arada Kolaylık
•    VESA Bağı ve Aksesuarları

Sürekli araştırma faaliyetlerinin her zaman tek ve net bir hedefi olmuştur: Farklı pazarların ve sektörlerin gereksinimlerini karşılayabilecek yeni ürünler yaratmak ve sunmak. 

Endüstriyel, askeri veya denizcilik sektörlerindeki uygulamalar için ideal olan yeni flanşlı titreşim sönümleyicileri, tel halatlı titreşim sönümleyicileri, yaylı titreşim sönümleyicileri artık Elesa + Ganter serisinin bir parçası.

AVG flanşlı titreşim sönümleyici
RAL 5010 mavi boyalı alüminyum ve NBR kauçuktan, titreşim sönümleyici gövdeli, çift etkili yeni AVG flanşlı titreşim sönümleyicileri, genellikle eksenel tutma kuvvetinin ve sıkıştırmaya karşı direncin gerekli olduğu güçlü titreşimleri izole etmek için kullanılır. AVG flanşlı titreşim sönümleyicileri özellikle takım tezgahları, plastik malzemelerin kalıplanması için presler, özel makineler ve şok emilimi ile kullanım için uygundur. 

AVC tel halatlı titreşim sönümleyici
AISI 316 tamamen paslanmaz çelik AVC tel halatlı titreşim sönümleyiciler, sarmal sargılı (döngü) bir bağlantı kablosuyla birbirine bağlanan bir çift çubuktan oluşur. Dört halka kadar uzayan kablolu AVC-4; altı halka kadar uzayan kablolu AVC-6 ve sekiz halka kadar uzayan kablolu AVC-8. Genellikle eksenel tutma kuvveti, sıkıştırma ve kesme kuvvetine karşı direncin gerekli olduğu titreşimleri ve şok emilimini izole etmek için kullanılırlar. Özellikle HVAC, pompalar, arıtma ve tuzdan arındırma tesisleri, demiryolu, denizcilik ve askeri endüstrilerdeki enstrümantasyon panelleri ile kullanım için uygundurlar..

AVM Yaylı titreşim sönümleyiciler
Son olarak Elesa+Ganter ayrıca NBR kauçuk kaymaz tabanlı ve kapaklı çinko kaplı çelikten yeni AVM yaylı titreşim sönümleyicilerini sunar. Kaymaz kaplama, çinko kaplı bir vida ile taban plakasına sabitlenir; uçlarında geçiş delikleri olan iki kapak yaya sabitlenmiştir. HVAC, kompresörler, soğutma üniteleri, santrifüjler, kırıcılar, titreşimli elekler ve jeneratörlerle kullanım için özellikle uygundurlar.
 

Mitsubishi Electric Corporation, lazer haberleşme terminallerinde (LCT’ler) kullanılmak üzere lazer ışınlarını kullanan uzay optik iletişimi ile karasal fiber optik iletişim ve diğer uygulamalar için genel amaçlı kullanım bandı 1.5-μm bandında alınan ışınların yönünü tespit etme fonksiyonunu birleştiren dünyanın ilk* optik alıcısının prototipini geliştirdi. 
Yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri, afetlerin yol açtığı hasarların tespitinde kullanılıyor; ancak bu tür görüntüler radyo dalgaları yoluyla iletildiğinden, veri kapasitesi ve uydu antenlerinin boyutundaki sınırlamalar nedeniyle yüksek çözünürlüklü görüntülerin gerçek zamanlı aktarımı zorlaşabiliyor. Bu sebeple afet sonrası hızlı ve doğru hasar tespitini desteklemek için fiber optiğe bağımlı olmayan yüksek kapasiteli ve yüksek hızlı uzay optik haberleşmeye ihtiyaç duyuluyor. Ancak uzay optik haberleşme sistemlerinde kullanılan lazer ışınları, radyo dalgalarının binde biri gibi çok dar bir aralığı kullandığından lazer ışınlarının yüksek hızda hareket eden uydularla tam olarak hizalanması da zorlu bir görev olarak karşımıza çıkıyor.

*Mitsubishi Electric'in 31 Mayıs 2022 tarihli araştırmasına göre

Mitsubishi Electric, tam bu noktada lazer ışını ile lazer yönünün dört faz değişimlerini tespit etmek için fonksiyonları birleştirerek bu soruna çözüm bulan bir optik alıcı geliştirdi. Sonuç ise radyo dalga haberleşmesinin sağladığından 10 kat daha yüksek hız, kapasite ve menzil sunarak uzay optik haberleşmeyi sağlayan kompakt bir optik alıcı oldu. Dalga boyunun daha da kısalmasından dolayı daha küçük boyutlu antenlere sahip kompakt haberleşme üniteleri artık bina araları gibi fiber optiğin ulaşmakta zorlandığı yerlerde de kullanılabilir hale geldi. 

Düzenli altyapıya sahip olmayan afet bölgeleri, gelişmekte olan ülkeler veya taşra bölgeleri gibi bölgelerde kullanabilme imkânı da kablosuz haberleşmenin kullanım alanını önemli ölçüde genişletecek. 

Özellikler 
1) Fotodedektörde uzamsal lazer alımını entegre eden dünyanın ilk optik alıcısı 
-  Lazer ışığını alarak elektrik sinyallerine dönüştüren fotoelektrik konverter sayesinde dört bölüme ayrılarak her bir bölümün çıkış sinyali yoğunluğu karşılaştırılmak suretiyle alınan lazer ışınının yönü yüksek bir hassasiyetle belirleniyor. Geleneksel sistemlerde ışın yönlerini algılamak için kullanılan özel sensöre artık gerek kalmıyor.
-   Küçük optik alıcı, uzay optik haberleşme fonksiyonları ve lazer varış açısı tespit fonksiyonunu dünyada bir ilk olduğuna inanılan bir fotodedektörde birleştiriyor. 
2) Optik devre, yüksek hızlı ve yüksek kapasiteli haberleşme için dört faz değişimini algılıyor 
-   Eş fazlı uzay optik iletişimi için yeni geliştirilmiş bir optik devre, geleneksel iki fazlı (0 ve 180 derece) algılamanın aksine dört faz değişikliğini (0, 90, 180 ve 270 derece) algılıyor. Sonuç olarak, aynı bant genişliğinde iki fazlı optik haberleşme tekniğine göre iki kat, radyo dalga haberleşme sistemlerine göre ise 10 kat daha yüksek haberleşme kapasitesi ve hızı elde ediliyor. 
-  Eş fazlı algılama yöntemi, ışınların açılıp kapanmasından kaynaklanan yoğunluk değişikliklerini algılamaya yönelik geleneksel yönteme kıyasla daha zayıf lazer ışınlarıyla bile iletişim sağlıyor, böylece aynı lazer ışını yoğunluğunu kullanarak daha uzun mesafelerde iletişim imkânı veriyor.
3) Optik alıcı fotodetektörleri ve optik devreyi tek bir küçük (10 cm3) ve hafif modülde bir araya getiriyor
 
-    Fotodetektörlerin ışın yönü algılama fonksiyonu özel sensöre duyulan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Ayrıca küçük bir 5 cm X 5 cm cam tabakada bulunan optik devre sayesinde iki fotodetektör tek bir devre kartına yerleştirilebiliyor. Tek modül konfigürasyonu, Mitsubishi Electric'in önceki modülünün boyutunun dörtte birinden daha az olan sadece 10 cm3 ölçülerine sahip hafif bir optik alıcı oluşturuyor. 

Gelecek Planları ve Projeksiyonu 
Uydularda yerleşik kullanımı hedefleyen geliştirmeler, özellikle devlet destekli geliştirme programları için devam edecek.

Emikon Otomasyon’un temsilciliğini yaptığı HMS Network’ün sunduğu Ixxat enerjinin ana konusu Enerji sistemleri, kontrol odaları ve endüstriyel otomasyon sistemleri arasında güvenilir haberleşmeyi sağlayan SG-Gateway seçenekleridir.

Dijital Enerji
Cihazlardaki tüm sistem seviyelerinde sorunsuz veri iletişimi, akıllı şebekenin bel kemiğidir. Bu sebeple, mevcut elektrik santrallerinde ve trafolarda hızlı dijitalleşme, akıllı şebeke uygulamalarını gerçekleştirme için öncelikli konudur.

IXXAT SG-Gateway seçenekleri kontrol odaları, bulut sistemleri, lokal kontrollörler, IEDs ve sensörler arasında şeffaf bağlantı sağlamaktadır. Yeni sistemlerin kullanımının yanı sıra, SG-Gateway seçenekleri mevcut santrali geliştirmede küçük boyutu ve güçlü dizaynı ile ideal bir çözümdür.

SG-Gateway ile mevcut ekipmanların dijital ekipmanlara sorunsuz entegrasyonu sağlanabilmektedir.
Bulut sistemlerine güvenli veri aktarımı sayesinde, bileşenlerin veya tüm sistemin sürekli ve bağımsız izlenmesi sağlanır. Bu aynı zamanda, ek bileşenler olmadan uzaktan erişim ve planlı bakım çalışmalarının yapılmasını sağlar.

Bu sebeple IXXAT SG- Gateway birkaç gateway ve kontrollörün yerine geçebilir. Bu sayede montaj ve bakım kolaylaşır, veri güvenliği ve güvenilirlik artar.

Uyumluluk
- SG- Gateway seçenekleri farklı markaların önemli ürünleri ile yapılan uyumluluk testlerinden geçmiştir.
- Tüm protokolleri kapsayacak şekilde web arayüzü ile tüm haberleşmelerin kolay kurulumu sağlanmaktadır.
- Aynı anda farklı protokolleri ve network fonksiyonlarını (Master/ Slave) gerçekleştirebilmektedir.

Uygulamalar
- Trafo merkezleri
- Elektrik Santralleri bileşenleri
- Enerji depolama
- Şebeke stabilizasyonu
- Fotovoltaik sistemler
- Ölçü aletleri
- Sensör verileri entegrasyonu
- Ve daha fazlası

IEC 61850, IEC 60870-5, DNP3, Modbus ve GPIO ile Siemens veya Rockwell Automation endüstriyel kontrolleri ve modern kontrol odalarına entegrasyonu sağlar.
Data analizi ve bakım süreçleri için Enerji, fabrika ağından ve cihazlardan alınan veriyi buluta göndermenin önemi artmıştır. IXXAT, SG-Gateway ile bu soruna çözüm üretebilmektedir.
 

EMPA’nın distribütörlüğünü yaptığı Sensirion’dan diferansiyel basınç sensörleri. Hava akışı ölçümünde Sensirion'un kalibre edilmiş ve sıcaklık kompanzasyonu sağlanmış CMOSens® diferansiyel basınç sensörleri termal akışlı çalışma prensibi sayesinde geleneksel piezo dirençli membran sensörlerinden daha iyi performans gösterir. Bypass konfigürasyonu ile yüksek doğruluk, sağlamlık ve kararlılıkla medikal, HVAC ve endüstriyel uygulamalara uygun maliyetli analog ve dijital çıkışlı diferansiyel basınç sensörleri sunar.

Detaylı bilgi için burayı tıklayın!

Firmasının dijital dönüşüm süreçlerini, IAS ile işbirliğini ve caniaERP ile elde ettikleri başarıyı Tavsan Tavukçuluk CEO’su Hilmi Bilgin anlattı. Bilgin, “caniasERP ile elde ettiğimiz hız ve verim sayesinde alındığında üretim kapasitesini arttırdık ver rekabet avantajı elde ettik” diyor.

Kümes hayvancılığı sektöründe faaliyet gösteren Tavsan Tavukçuluk Ekipman Sanayi ve Ticaret A.Ş., yemleme, sulama, ısıtma, havalandırma, soğutma, aydınlatma, yem siloları, yem nakil sistemleri, otomatik folluk sistemleri, yumurta tavuğu kafes sistemleri, dijital ve bilgisayarlı kontrol sistemleri üretimi ile Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alıyor. Yurt içi ve yurt dışında faaliyetlerini başarı ile sürdüren firma, geçtiğimiz günlerde canias4.0 IoT Çözümü projesini de başlattığını duyurdu. Dijital dönüşüm konusunda başarılı bir örnek teşkil eden Tavsan Tavukçuluk’un CEO’su Hilmi Bilgin ile firmalar için dijitalleşmenin önemi, ERP yazılımları ve caniasERP projesinin başarısını konuştuk. Bilgin “IAS ile iş birliğimizi başlattığımızda bunun uzun soluklu bir birliktelik olacağını biliyorduk. Yolun en başında IAS’ye güvendik ve bu güvenimiz boşa çıkmadı. Çalışmalarımıza yenilerini ekleyerek yola devam ediyoruz” dedi. 

Firmanızdan bahseder misiniz?
Tavsan Tavukçuluk 1975 yılında Cemalettin Bilgin tarafından kuruldu. Türkiye’nin ilk ekipman üretici firmasıyız. Kurulduğumuz günden bu yana sürekli gelişiyor ve büyüyoruz. Şu an satışlarımızın yüzde 75’i ihracat yüzde 25’i ise yurt içi. Yurt dışı ve yurt içinde bayilik sistemiyle çalışıyoruz; anahtar teslim projelerden, ürün satışlarına kadar birçok kanalımız var. Ayrıca bazı Avrupalı firmalara özel istekleri üzerine spesifik ürünler üretiyoruz. Amacımız, Türkiye’nin tavukçuluk başta olmak üzere tüm kanatlılarda üretim teknolojilerinin gelişmesine katkı sağlamak. Uzun yıllardır bu hedef doğrultusunda çalışıyoruz.

Dijital dönüşüm süreciniz nasıl başladı? caniasERP’den önce kullandığınız bir çözüm var mıydı?
Ekibe katıldığımda tüm planlamalar ofis programları üzerinden yürütülüyordu. Her departman için farklı çözümler vardı. Departmanlar arasında bilgi akışında sıkıntı yaşanıyordu. Ancak tabii ihtiyacın ortaya çıkışındaki temel sebep rekabet ve maliyetti. Rekabette bir sıkıntınız yoksa maliyetlere bakmanıza gerek yoktur zaten satılıyordur. Fakat biz rekabetin olduğu bir sektördeyiz. Dolayısıyla maliyetlerimizi daha net görmeye ihtiyacımız vardı. Çok çeşitli ürünlerimiz, karmaşık ürün ağaçlarımız var; sabit bir hat üretimi yapmıyoruz… Tüm bu süreçleri net bir şekilde görebilmek ve yönetebilmek için etkin bir ERP yazılımına ihtiyacımız vardı. Böylece araştırmalarımıza başladık. caniasERP’den önce farklı bir ERP yazılımı ile tecrübemiz oldu. İyi ki de olmuş. Bu sayede eksiklerimizi görebildik. Bir süre sonra çalıştığımız ERP programını değiştirmek istedik. caniasERP ile de o süreçte tanıştık. Bizim hazırladığımız bir ihtiyaçlar listesi ve bir sözleşmemiz vardı. İhtiyaçlarımızı tam olarak karşılayacak bir yazılıma ihtiyaç duyuyorduk ve araştırma safhasında bunlara en iyi yanıtı caniasERP’nin verebildiğini gördük. IAS’ye güvendik ve bu güvenimiz boşa çıkmadı. 

“caniasERP ile İhtiyaçlarımıza Hızla Çözüm Bulduk”
caniasERP’yi tercih etmenizdeki temel sebep neydi?
Esnek ve entegrasyon yeteneği yüksek bir yazılıma sahip olmak temel taleplerimizden biriydi. caniasERP müşterilerinin taleplerini iyi anlayan ve buna uygun çözümleri hızlı şekilde üretebilen bir yazılım. Bizim firmamızın çalışma biçimi de esnektir, müşterilerimizin taleplerine göre ürünlerimizde çok fazla düzenleme yaparız. ERP yazılımlarının bu hızlı değişimlere cevap verebiliyor olması gerekir. Yazılım buna izin verdiği noktada gelişim başlıyor. Çünkü yapılan her geliştirme aslında başka bir yeniliğin kapısını açıyor. caniasERP de buna ayak uydurabilecek esnek bir yazılım. Öyle ki bugün geldiğimiz noktada canias4.0 IoT Çözümü’nü de iş süreçlerimize dahil etme kararı aldık. Çalışmalarımızda yeni bir döneme başlıyoruz. Üretimde veri girişlerini bilgisayar üzerinden yapıyor olmasak IoT sistemine de geçiş yapamazdık; bizim için çok uzak bir hedef olurdu. Ancak şu an caniasEPR sayesinde zaten bu şekilde çalışıyoruz, IoT bizim için büyük bir değişim değil, çalışmalarımızı bir adım öteye taşımak olacak. Özetle karşılıklı olarak iki firmanın kendini sürekli olarak geliştirebiliyor olması gerekir ve caniasERP’nin bize bunu sunacağını en başından gördük. Yıllar içerisinde tüm süreçlerimizi caniasERP sistemine dahil ettik ve bize özel geliştirmelerin yanı sıra standartta bulunan hemen hemen tüm modülleri kullanıyoruz.

ERP yazılımının esnek olması sizin için önemli bir kriterdi. Anlıyorum ki firmanıza özel pek çok geliştirme yapıldı. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz? 
Her firmanın kendine özel bir iş yapış şekli var. Tabii ki bizim de öyle. caniasERP’nin standartta sunduğu hemen hemen her modülü kullandığımızı söylemiştim. Sistemin esnek yapısı ve entegrasyonu sayesinde ERP’yi kendi iş süreçlerimize uyarlamamız kolay oldu. Standardın yanı sıra yıllar içerisinde bizim için pek çok özel geliştirme de yapıldı. Bunlardan en önemlisi bizim rezervasyon adını verdiğimiz sistem için geliştirilen ekran oldu. Bu yeni sipariş kaydı oluşturulduğunda hem üretim hem de stok için gerekli işlemlerin aynı anda yapılmasını sağlayan, stok yönetimini ve kapasite planlamayı son derece pratik hale getiren bize özel bir sistem. 
IAS danışmanları ile yürüttüğünüz süreç nasıl ilerledi?
IAS ile iş birliğimizi başlattığımızda bunun uzun soluklu bir birliktelik olacağını biliyorduk. Bu nedenle caniasERP projemizle birlikte firmamız bünyesinde bir IT ekibi kurduk. Tüm kurgulamalar ve implementasyon süreçlerinde IAS danışmanları ile iş birliği içerindeydik. Çalışmalarımızı her zaman uyum içerisinde gerçekleştirdik, hala da devam ediyoruz. Dijital dönüşüm hiç bitmeyen bir süreç, her daim gelişmelere eşlik etmek, bunun için de yeni projeler geliştirmek gerekiyor. Şu an IAS’nin IoT ekibi ile yepyeni bir proje üzerine çalışıyoruz. 

“caniasERP Olmasa Nasıl Çalışırdık Bilmiyorum!”
Dijital dönüşüm sürecinizde firma çalışanları adaptasyon sorunu yaşadı mı? Bu bir sorun haline geldi mi ve nasıl üstesinden geldiniz?
Firmamız dijitalleşme serüvenini çok uzun yıllar önce başlattı. caniasERP ile çalışmadan önce başka yazılımlar da kullandık. Dolayısıyla çalışanlarımız buna alışıktı. caniasERP ile çalışmaya başladığımızda da çok büyük bir dirençle karşılaşmadık. Çok uzun zamandır caniasERP kullanıyoruz, zaman içerisinde firmamız çok büyüdü ve yazılım da buna ayak uydurabildi. İşlerimiz aksamadan devam ettiği, verimliliğimiz arttığı için içeride de herhangi bir direniş olmadı. Şu an caniasERP’yi bırakmaya kalksak eminim ki adaptasyon konusunda büyük sorunlar yaşarız, çalışanlarımız buna karşı çıkardı! Şu an üretim tarafında IoT projemiz üzerine çalışıyoruz. Bu yepyeni bir anlayış ve çalışma prensibi demek ve bu tarafta bir direnç yaşayabiliriz diye düşünüyorum. Ancak bu da yine minimum seviyede olacaktır çünkü dijitalleşme kültürü belli bir noktada çalışanlarımızda yerleşti. Kullanmaya başlayıp faydasını gördükten sonra kısa sürede uyum sağlayacaklarına inanıyorum.

caniasERP kullanmaya başladıktan sonra firmanızda neler değişti? Öncesi ve sonrasını kıyaslayabilir misiniz? 
O kadar uzun süredir işlerimizi caniasEPR ile yönetiyoruz ki olmasaydı nasıl çalışırdık bilmiyorum! Özellikle iş süreçlerinin hızlı ilerlemesi, onayların, satış ve satın alma siparişlerindeki hız konusunda inanılmaz bir ivme kazandırdı bize. Her imzaladığım siparişte neye ne kadar ihtiyacım olduğu, ne zaman tedarik edeceğim, ne kadarını kullanacağım… Tüm bunlara dair verileri anlık olarak görüntüleyebiliyorum. Özellikle karar verme süreçlerinde inanılmaz bir hız kazandık ve zaman tasarrufu elde ettik. Verileri elde etmek için uzun saatler alan mail trafikleri oluşmuyor. İhtiyacımız olan tüm bilgiye saniye bazında, tek tuşa basarak ulaşıyoruz. Hız ve verim göz önüne alındığında üretim kapasitesini arttırdık ver rekabet avantajı elde ettik diyebilirim.

“caniasERP’yi Tavsiye Ederim”
Son olarak, caniasERP’yi tavsiye eder misiniz? Neden? 
caniasERP’yi tabii ki tavsiye ederim. Birincisi ERP yazılımları içerisinde firmanın kendine özgü geliştirmeleri kolayca yapabileceğiniz çok fazla yazılım yok. Bazı yazılım çözümleri firmaların kendi kalıplarına uymasını talep ediyor. Ancak IAS, hiçbir zaman böyle bir dayatmada bulunmadı. Her zaman çözüm odaklı ve anlayışlı oldu. Taleplerimizin birebir örtüşmediği durumlarda bile bir şekilde orta yol bulundu. IAS Danışmanları, ihtiyaçlarımızı her zaman dinledi ve olabilecek en iyi şekilde çözüm sundular. Hiçbir talebimiz yanıtsız kalmadı. Özellikle IAS’nin bu yönünden dolayı işbirliği yapmayı planlayan firmalara IAS’yi ve sunduğu ürünleri tavsiye ediyorum. Bana kalırsa özellikle ERP seçiminde bu çok önemli bir kriter. ERP benim isteklerime cevap versin, beni süreçlerimde değişiklik yapmaya çok fazla zorlamasın diyen firmalar için caniasERP çok doğru bir ürün olacaktır. 

 “Büyüme Hedefleyen Firma Dijitalleşmeli”
Firmaların dijitalleşmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu sürece henüz dahil olmamış firmalara ne söylemek istersiniz? 
Bir firmayı yönetmek için doğru veriye sahip olmak zorundayız. Son derece rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz. Çin, Avrupa ülkeleri yakın rakiplerimiz. ERP, IoT gibi sistemlerle elde ettiğimiz veriler sayesinde şirketimizin performansını arttırabiliyoruz. Bunları kullanmalı ve verimliliğimiz arttırmalıyız ki globalde rekabette gücümüz artabilisin. Aksi takdirde ne yazık ki artık eski üretim sistemleri ile ileriye gitmek pek mümkün değil. Global pazarda yer etmek imkansız ancak yerel pazarda yer edinebilirsiniz ama orda da rekabette ciddi zorluklar yaşarsınız. Bizim hedefimiz globalde belli bir başarı elde etmek olduğu için kendimizi sürekli bir adım öteye taşımamız gerekiyor. Bu nedenle dijital dönüşüm süreçlerine son derece önem veriyoruz. IAS ile olan yolculuğumuzda hep yeni projeler üretiyoruz. Büyüme hedefiniz varsa ERP kullanmak zorundasınız. 

30 yıllık tecrübesiyle küresel standartlarda üretim yapan ve Türkiye'nin önde gelen döküm markası Kutes, 2022 yılının ilk yarısında beklenen bütçenin üzerinde üretim ve ciro gerçekleştirdi. 2022 yılında sürdürülebilirlik yatırımlarına odaklandıklarını belirten Kutes İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Ali Esat Kutmangil, bu yıl EPDK’dan 20 yıl süreyle tedarik lisansı aldıklarını ve bu lisans sayesinde tedariklerini yenilenebilir enerji üreticilerinden sağlamayı amaçladıklarını açıkladı. Kutmangil, güneş enerjisi santrali, atık bertarafı ve geri dönüşüm tesisi ve ağaçlandırma projesi kapsamında 2022 yılında 2 milyon Euro’luk sürdürülebilirlik yatırımı gerçekleştireceklerini söyledi.

Döküm sektöründe 30 yılı aşkın tecrübesiyle öncü marka olan Kutes, 2022 yılının ilk yarısında iç ve dış pazar müşteri taleplerinde artış göstererek beklenen bütçenin üzerinde üretim ve ciro gerçekleştirdi. Yılın ilk yarısına ilişkin değerlendirmede bulunan Kutes İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Ali Esat Kutmangil, “2021 son çeyreğinde başlayan ve 2022 yılının ilk yarısında da devam eden hammadde ve enerji maliyetlerindeki artış, kar marjları üzerinde sadece döküm değil, tüm imalat sanayi özelinde baskı oluşturdu. Her ne kadar hammadde fiyatlarında normalleşmenin başladığını gözlemlesek de yılın ikinci yarısında enerji fiyatlarının artmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Avrupa'nın yaşadığı enerji krizi hızla çözülürse, yılın ikinci yarısında Avrupa'dan siparişlerde bir miktar azalma yaşansa da sektörümüzde 2023 ilk çeyrek sonuna kadar bir daralma yaşanacağını veya resesyon başlayacağını düşünmüyoruz. Kutes olarak esnek yönetim yapımız, satınalma ve finans kaynaklarının yönetimindeki stratejik bakış açımızla üretime ve yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz" dedi.

“EPDK’dan 20 yıl süreli tedarik lisansımızı aldık”
İhracat hedefi ile büyüyen döküm sektörünün en önemli konularının başında enerji, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve karbon ayakizinin geldiğini vurgulayan Kutmangil, “Karbonsuzlaşma politikasının belirlenmesi ile birlikte atık azaltma, sürdürülebilir ürünler tasarlama, döngüsel modelleri değerlendirme ve yeniden kullanım ya da geri dönüşüm potansiyellerini değerlendirmek sektörümüz için büyük önem taşıyor. Yüzde 100 yeşil enerji ile yüzde 100 yeşil üretim hedefimiz doğrultusunda bu yıl EPDK’dan 20 yıl süreyle tedarik lisansımızı almış bulunmaktayız. Bu lisansımız sayesinde tedariğimizi yenilenebilir enerji üreticilerinden sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca 2022 yılı içinde sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadelede 2 milyon Euro’luk yatırım bütçeledik. Bu alanda yatırımlarımızı artırarak devam ettireceğiz” diye konuştu.

“Hedefimiz karbon negatif olmak”
Sürdürülebilirlik yatırımları kapsamında yeni bir çatı güneş enerjisi santrali için çalışmalara başladıklarını belirten Kutmangil, “1000 kwh’lik yeni çatı güneş enerjisi santrali yatırımımızla toplam kapasitemizi 1240 kwh’a çıkaracağız. Bunun dışında arazi GES yatırımlarıyla kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca atık bertarafı ve kum geri dönüşüm tesisimizi hayata geçireceğiz. Karbon negatif olma hedefimiz doğrultusunda ise ağaçlandırma projemizi başlatacağız. Bu yıl 100 bin fidan dikimi gerçekleştireceğimiz projemiz kapsamında 10 yılda 20 milyon TL yatırımla en az 1 milyon ağaca ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde söyledi.
 

Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren, elektrik-elektronik, beyaz eşya, otomotiv, enerji, sağlık, inşaat sektörleri başta olmak üzere birçok sektör için fonksiyonel mühendislik plastikleri geliştirip üreten İzmir Eğitim Sağlık Sanayi Yatırım AŞ (IMS Polymers), iş süreçlerini canias4.0 teknolojileri ile yürütme kararı aldı. Firmanın Turgutlu’da bulunan fabrikasında gerçekleşen kick off toplantısı ile IAS – IMS Polymers iş birliği duyuruldu. IAS Danışmanlık Yöneticisi Anıl Küçük, IAS Satış Yöneticisi Erşan Ük, ve IMS Polymers Genel Müdürü E. Metin Taştan önderliğinde düzenlenen toplantıda, başlatılan caniasERP projesinin yol haritaları ve gelecek planları konuşuldu. Üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek ve ürün tasarım çalışmalarını yürütmek amacıyla 2015 yılı Ocak ayında Ege Üniversitesi bünyesinde ideEGE teknopark binasında Ar-Ge ofisi ile yola başlayan IMS Polymers, ilerleyen süreçte Ar-Ge ofisini de caniasERP projesine dahil edeceklerini belirtti. 
Kick off toplantısında görüştüğümüz IMS Polymers Genel Müdürü E. Metin Taştan, ERP arayış süreçlerini ve IAS ile başlattıkları iş birliğinin detaylarını paylaştı: “Daha önceden kullandığımız yazılım bizi belli bir noktaya kadar taşıdı. Herhangi bir sorun yaşamadan çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak firmamızın büyümesi ve ihtiyaçlarımızın çeşitlenmesi ile mevcut yazılımımız ihtiyaçlarımıza cevap veremez hale geldi. Bu nedenle yeni bir yazılım arayışına girdik. Önümüzde gitmek istediğimiz yeni yollar var ve bu yolculukta bizi destekleyebilecek, gelişimimize ayak uydurabilecek bir yazılıma sahip olmak istedik” 

Bizim için En İdeal Çözüm: canias4.0
Taştan “IAS, ERP çözüm alternatifleri aradığım süreçte araştırmalarımız sonucunda karşımıza çıktı. Güven veren sektörel deneyim, yetkin çalışan kadrosu ve başarılı projeleri ile etkileyen referansları seçim sürecinde bizim için önemli parametreleri oluşturdu. Ayrıca fiyat/performans açısından değerlendirdiğimizde de bizim için en ideal çözümün canias4.0 teknolojileri olduğunu gördük. Tüm bunların yanı sıra Türk mühendisler tarafından geliştirilen bir yazılım olması da bizim için çok önemli bir etmen oldu. Bu konuya önem veren bir şirketiz. Ülkemizde üretilen değerlerin öncelikli olarak tercih edilmesini destekliyoruz. Burada üretilen bir yazılımın dünyanın pek çok yerinde kullanılıyor olması, önemli sanayi ve teknoloji merkezlerinde kendine yer bulması bizim için de gurur verici.”
 

EMPA’nın distribütörlüğünü yaptığı YDLidar’dan otonom teknolojiler için lidar çözümleri. Robotik uygulamalarda en çok tercih edilen lidar sensörler özellikle haritalandırma, otonom navigasyon, hassas konumlandırma ve engelden kaçınmada kullanılmaktadır. YDLidar “triangle”, ToF ve “solid-state” Lidar sensörleri ile elektrikli robot süpürgeler, servis robotları, endüstriyel otomasyon, dronelar, akıllı güvenlik ve akıllı ulaşım gibi çok çeşitli alanlarla çözümler sunar.
 
•    Triangulation 
•    ToF 
•    Solid-state

Detaylı bilgi için burayı tıklayın.

Traco Electronic’in piyasaya sunduğu TRV 2M, tıbbi ve endüstriyel uygulamalar için 5000 VAC'lik güçlendirilmiş izolasyona sahip kompakt bir SIP-9 paketinde 2 Watt DC/DC dönüştürücü serisidir. Seri, 5 ile 24 VDC arasında değişen nominal giriş ile 1.5:1 giriş voltajı aralığı sunar. Sürekli kısa devre koruması ve 2µA'dan düşük kaçak akım ile bu dönüştürücü serisi, özellikle bağlı arabirimleri veya hastalara uygulanan parçaları korumak için uygundur.

Neredeyse tamamen düzenlenmiş çıktılara sahip olan bu seri, maliyet verimliliğini etkilemeden büyük bir düzenleme düzeyi sağlar. Düzenlenmemiş bir DC/DC dönüştürücünün düzenleme gereksinimlerinizi karşılamadığı ancak maliyetin yine de kritik bir faktör olduğu uygulamalar için ideal bir çözümdür. -40 ila +80C° arasında değer kaybı olmaksızın çalışma sıcaklığı aralığı ve IEC/EN/ES 60601-1 3. baskıya göre sertifikalar ile birlikte. 2xMOPP ve IEC/EN/UL 62368-1 için bu seri, tıbbi izolasyon sistemi ve kısa devre korumasının gerekli olduğu birçok farklı uygulama için uygundur.

Teknik Özellikleri:

• G/Ç izolasyonu 5000 VAC (güçlendirilmiş)

• Geniş 1.5:1 giriş voltajı aralığı

• Çalışma sıcaklığı aralığı -40 ila +80 °C değer kaybı olmadan

• 2xMOPP için IEC/EN/ES 60601-1 3. baskıya göre sertifika ve

IEC/EN/UL 62368-1

• Kısa devre koruması

• Düzenlenmiş çıktılar

• Düşük kaçak akım < 2 μA

• %84'e varan verimlilik

• 5000 m yüksekliğe kadar çalışma

• 5 yıllık ürün garantisi

EMPA’nın distribütörlüğünü yaptığı STMicroelectronics’in yeni ürünü STLINK-V3. STM32 mikrodenetleyicileri üzerinde programlama ve hata ayıklama yapmanın en iyi yollarından biri STLINK-V3’tür. 
 
STLINK-V3, sanal COM port desteği sağlayan STDC-14 konektörü sayesinde, eski nesillerine göre daha yüksek hızlarda veri transferi gerçekleştirebilir. Ailenin daha kapsamlı modeli STLINK-V3SET’e, 3.3V’dan düşük gerilimlerde çalışan mikrodenetleyiciler ile uyum sağlayan B-STLINK-VOLT veya galvanik izolasyon sağlayan B-STLINK-ISOL gibi eklenti kartları ile ek işlevler kazandırılabilir. Taşınabilirliği önemseyen mühendisler için modüler yapıya sahip STLINK-V3SET’in yanı sıra, STLINK-V3MINIE ve STLINK-V3MODS modelleri de mevcuttur. Eklenti kartı desteği sunmayan bu ürünler daha az yer kaplayan tasarımlara sahiptirler. 
 
Farklı özellikleri bulunan modeller bulunsa da STLINK-V3 ailesinin ortak prensibi bütün durumları ve yeni uygulamaları desteklemesidir.

Detaylı bilgi için tıklayın.

Korozyon, günlük hayatımızda yaygın olarak gördüğümüz metal problemlerinin başında gelir. Demirden yapılmış çoğu malzemenin kırmızı, turuncu, kahverengi gibi renkler ile katman oluşturmaya başlaması korozyon şekildir. Paslanma olarak bilinir ve kimyasal bir sürecin sonucu oluşur. 

Korozyon genel olarak, karbon çelik malzemeli metallerin, metal oksitler, metal sülfürler veya metal hidroksitler gibi daha kararlı bileşiklere dönüştürüldüğü bir işlemdir. Saf metallerin su, hava, korozif akışkanlar ile reaksiyona girdiğinde istenmeyen maddeler dönüşmesine neden olan doğal bir süreç olarak tanımlanmaktadır. 

Demirin paslanması, atmosferik nem ve oksijenin etkisiyle demir oksitlerin oluşumunu içerir ve paslanmaz bu şekilde başlar.

Karbon çelik ve benzeri malzemelerden imal edilen ekipmanların, depolanması, paketlenmesi bu sebeple önemlidir. Örneğin basınçlı ekipmanlar uzun süre çalışmadan bekletilecek ise iç hacmindeki oksijen süpürülüp, içerisine azot basarak bekletilmesi tavsiye edilir.

Korozyon, metalin özelliklerini olumsuz yönde etkilediği için genellikle istenmeyen bir olaydır. 

Tüm metaller de korozyon görünür ancak reaktivite serisinde üst sıralarda yer alan demir, çinko gibi metaller çok kolay korozyona uğrar ve reaktiflik serisinde alt sıralarda yer alan titanyum, tantalyum, zirkonyum, altın, platin gibi metaller korozyona uğrama oranları çok düşüktür.

Ayrıca alüminyum reaktif olmasına rağmen diğer metallerin aksine korozyona uğrama oranları düşüktür. Bunun nedeni ise alüminyumun oksit tabakası ile kaplanmış olmasıdır. Bu alüminyum oksit tabakası, onu daha fazla korozyondan korur. 

Karşılaştığımız Bazı Korozyon Çeşitleri Aşağıdaki Gibidir:

• *Çatlak Korozyonu, malzeme hatalarından dolayı, malzeme içerisine giren hava sebebiyle oluşur. Genellikle contalarda, pulların alt yüzeylerinde, cıvata başlarında görülür. 
• *Gerilim Korozyon Çatlağı, metal üzerinde çekme gerilmesi sonucu metalin korozyon etkisiyle çatlamasıyla oluşur, genellikle sıcaktan dolayı görülmektedir. 
• *Taneler Arası Korozyon, metallerde katılaması sırasında oluşur, yine malzeme hatasıdır.
• *Galvanik Korozyon, sektörümüzde sürekli gördüğümüz korozyon tipidir. İki farklı metal arasında olur. Örneği alüminyum ve karbon çeliği birbirine montajlayıp deniz suyuna daldırıldığında alüminyumun daha hızlı korozyona uğradığını ve çelik malzemeyi koruduğunu görürüz. Ayrıca boylerlerdeki anot çubukları buna iyi bir örnektir.
• *Çukur (Pitting) Korozyonu, en tehlikeli ve en geç tespit edilen, tespit edildiğinde ise çözümü olmayan korozyon çeşididir. Metal yüzeyler çukurlar oluşturur. Çelik levha üzerine bir damla su döküldüğünde çukurlaşma su damlasının merkezinde olur.
• *Genel (uniform) Korozyon, En yaygın görülen korozyon şekildir. Atmosfere açık yüzeylerde gözle görülüp, kolayca fark edilebilir. 
• *Yüksek Sıcaklık Korozyonu, adından da anlaşılacağı üzere, yüksek sıcaklıklarda meydana gelmektedir. Oksijen kükürt gibi gazların sıcak ortamda metalin kimyasal bozulmasıyla meydana gelir.

Korozyonun başlıca bazı nedenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

• -Metallerin, CO2, SO2, SO3 gibi gaz içeren havaya maruz kalması,
• -Metallerin neme, özellikle tuzlu suya maruz kalması (özellikle deniz kenarındaki bölgelerimizin iç bölgelerimize göre korozyon oranı yüksektir.)
• -Prosesteki sıcaklık artışı korozyonu artırır,
• -Korozif akışkanlar ve asitler,

Bu yazımızda özellikle bazı akışkanlar (sert asitler) için seçilmesi gereken metallerden bahsedeceğiz,
Endüstriyel kimyasallar aşındırıcı ve fazla korozif olduğundan, firmamız reaktif metallerle kaliteli ve güvenilir, korozyona dayanıklı proses ekipmanları tasarlamakta ve üretmektedir. İmalatta başlıca kullandığımız yüksek korozyon dayanımlı malzemeler piyasada bilinen AISI304, AISI316, AISI316L, 316Tİ ve Titanyum malzemelerin yanında sektörde az bilinen Zirkonyum ve Tantalyumdur.

Titanyumun, yüksek korozyon direnci oksit film tabakasından kaynaklanmaktadır. Oksit film çok kararlıdır ve yalnızca birkaç madde, özellikle de hidroflorik asit tarafından zarar görebilir.

Titanyum malzeme genellikle aşağıdaki akışkanlarda kullanılmaktadır:

• *Klor kimyasalları, 
• *Hidroklorik asit,
• *Fosforik asit,
• *Deniz suyu,
• *Sülfürik asit,
• *Nitrik asit.

Zirkonyum, çoğu organik ve inorganik asitte, tuz çözeltilerinde, güçlü alkalilerde ve bazı erişim tuzlarda korozyona karşı çok iyi direnç gösterir. Zirkonyumun en önemli özelliği ise toksik olmaması ve biyolojik olarak uyumlu görünmesidir. 

Zirkonyum malzeme genellikle aşağıdaki akışkanlarda kullanılmaktadır:

• *Nitrik asit,
• *Sülfürik asit,
• *Asetik asit, 
• *Formik asit,
• *Hidroklorik asit.

Tantalyum, günümüzde yaygın olarak kullanılan korozyona en dayanıklı metaldir. Tantalyumun yüzeyinde doğal olarak oluşan oksit filmi korozyon direncini artırır.

Tantalyum malzeme genellikle aşağıdaki akışkanlarda kullanılmaktadır:

• *Asetik asit,
• *Brom
• *Klor,
• *Kromik asit,
• *Hidroklorik asit,
• *Nitrik asit,
• *Çok amaçlı ilaç uygulamaları,
• *Sülfürik asittir.

Bahsettiğimiz malzemelerin dayanımı, sıcaklık ve derişim oranlarıyla ilgili farklılık göstermektedir, proses çözümleriniz için Ekin Endüstriyel ile iletişime geçebilirsiniz
 

Electronica 2022, "Driving sustainable progress" sloganıyla, uluslararası elektronik endüstrisini 15-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Münih fuar merkezinde bir kez daha bir araya getirecek. Dünyanın önde gelen ticaret fuarında, start-up'lardan küresel şirketlere kadar katılımcılar, elektroniklerin gelecekteki sosyal sorunlar için sürdürülebilir teknolojiler adına geliştirilen ürünler ve çözümler sergilenecektir. Fuar aynı zamanda ziyaretçi ve katılımcılarına konferanslar ve forumlar içeren kapsamlı bir destek programı sunuyor.
Maalesef electronica 2020 fuarımızı tamamen sanal bir etkinlik olarak gerçekleştikten sonra, electronica 2022 yine yüksek düzeyde katılımcı ilgisi kaydetti ve Münih sergi merkezindeki 13 salonu şimdiden doldurduk. 

Uluslararası pazar oyuncuları için yine buluşma zamanı
Bugüne kadar, Arrow, Avnet, Bosch, Harting, Infineon, NXP Semiconductor, Phoenix Contact, Rohde ve Schwarz, Samsung, Schweizer Electronic, STMicroelectronics, TDK, Electronics ve Würth gibi sektördeki tüm önemli distribütörler ve üreticiler elektronika 2022'de temsil edilecek. Almanya dışından gelen katılımcıların oranı her zamanki gibi oldukça yüksek. Şimdiye kadar 40 tan fazla ülkeden katılımcı firma kayıtlarını yaptırmış durumda. 

HARTING Teknoloji Grubu Başkanı ve electronica'nın yeni Danışma Kurulu Başkanı Sayı, Philip Harting’a göre “Endüstri için en önemli iş platformu ve birinci sınıf bir ağ oluşturma etkinliği olan electronica 2022'yi dört gözle bekliyor. Sonunda, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerimizi uluslararası bir ticaret kitlesine yeniden sunma ve sektörü hareketlendiren trendler hakkında kişisel olarak fikir alışverişinde bulunma fırsatına sahibiz.”

ZVEI Derneği Genel Müdürü ve Elektronik Bileşenler ve Sistemler Başkanı Michael Dehnert'e göre; Elektronik ve dijital endüstrisi, 2020 pandemi yılında satışlardaki düşüşün ardından ekonomik olarak toparlandı ve gelecek konusunda iyimser. "Elektrifikasyon ve dijitalleşmenin iki büyük mega trendi doğrudan sektörümüzle bağlantılı olduğundan, elektronik ve dijital endüstrinin önemi sürekli artıyor. ZVEI bunu, electronica 2022'de gösterecek" Alman elektronik ve dijital endüstrisindeki iş ortamı, devam eden malzeme sıkıntısına rağmen yukarı doğru hareket ediyor. Sektör, 2021'de 200 milyar avro civarında gelir kaydetti, bu da bir önceki yıla göre yüzde 9,8'lik bir artış anlamına geliyor. Geçen yıl COVID-19 pandemisinden de etkilendiği için bu rakamlar daha da dikkat çekici. 

elektronika destek programı: Insight – Perspective – Outlook
Endüstriyi harekete geçiren şey, elektronika 2022'deki bilgi aktarımı ve profesyonel değişime odaklanan birinci sınıf destek programları. Electronica Konferanslarının bir parçası olarak uzmanlar, otomotiv, gömülü platformlar, kablosuz sistemler ve uygulamalar alanlarındaki güncel trendleri ve gelişmeleri tartışıyor. Ayrıca yenilik olarak “World Ethical Forum” Dünya Etik Formu ve electronica ile işbirliğinde kurulan elektronika Fast Forward start-up platformunda seçilmiş genç şirketlere ortak bir stantta kendilerini tanıtma ve Fast Forward Ödülü'nü kazanma fırsatı veriyor. elektronika kariyer platformu, sektörde süregelen kalifiye işçi eksikliğini gidermek için genç yetenekleri ve katılımcıları hem dijital olarak hem de yerinde işe alma ile bir araya getirmek istiyor.